Muğla sıtkı koçman üniversitesi yazılım mühendisliği ekşi

  • bu basliga yazilim muhendislerinden cok bilgisayar muhendisleri yazip duruyor. programda su yokmus, bu yokmus, yuksek lisans bolumu olarak kalmaliymis ahahahah. 4 senelik bilgisayar muh. egitiminin 2 senesi elektronikken, yazilim muhendisliginde yazilim ogretilmiyor diyen arkadaslar lutfen elektronik devreleriniz ile ugrasmaya devam edin. 4 senelik programin 2 yilina devre, lehim koyacaklarina biraz yazilim gereksinim analizi, software architecture koysaymislar da biz de kodlarinizi okurken miyop olmayaydik.

    ps: is bu entry basliga surekli yazan bilgisayarcilara ithafen yazilmistir. go format go!
    not: arkadaşlar bilgisayar mühendisliğinden zaten çok iyi mühendisler çıkıyor ama gelip şu başlıkta yazılım müh gömmek biraz komik, çoğunuz hintli gibi lehim yapıp duruyorsunuz fkdjgdlf.

  • bilgisayar veya yazılım mühendisliği yazmayı düşünüyorum. bilgilendirebilecek birileri varsa çok sevinirim

  • bu sene başlayacağım bölümün ta kendisi

  • sistem geri yükle

  • öyle oluyor zaten, aslında koskoca mühendis olsan bile yine de millete wifi'ı resetlemenin internetin hızına etkisi olmadığına inandıramıyorsun.

    adam diyor ki benim bilgisayarımda virüs var ama halbuki porno sitelerine girip tüm sitelere bildirimleri aç demiş.

    windowsu kapat duşuna basarken shift tuşuna da basınca bilgisayarı sıfırlayabileceğiniz bir menü açılıyor ama adamlar diyor ki bilgisayarcıya götürelim bunu format atsın.

  • yazılım mühendisiyim, sevgilimle (kendisi doktor) aramızda geçen diyalog

    x: aşkım benim için word'de sayfayı düzenlermisin?
    y: yavrum bilmiyorum word'le aram pek iyi değil
    x: ya o kadar kod yazıyorsun bu mu zor geldi..

    o yüzden çok da şey yapmayın

  • yazilim projesini modüllere ayirmak, modüller arasindaki arayüzleri tanimlamak ve elde edilen sistemin operasyonel ve gelistirme süreci verimliligini, performansini ve esnekligini maksikum seviyeye cekmeye calismaktir.

    yazilim mühendisi olabilmek icin büyük sirketlere girmeniz gerekir cünkü kücük sirketlerde yazilim mühendisligini dogrudan yazilimi yazan gelistiriciler yapar. ben zamanimin neredeyse tamamini tasarim analiz ve proje yönetimi ile gecirmek istiyorum, kod yazmak istemiyorum diyorsaniz tek care (cok) büyük sirketlerin profesyonel yazilim departmanlarina girmek.

    üc sene deneyimli yazilim mühendisleri kendilerine "architect" demeyi severler. bir de sw-architect sertifikasi patlatirlarsa artik "senior sw-architect" olurlar.

    gelistiricilik daha bireysel bir istir. yazilim mühendislerinin/mimarin hazirladigi büyük bir projenin parca parca modüllerini üstlenir, kitir kitir gelistirirsin kendi halinde. yazilim mühendisi ise sürekli gelistiriciler, test departmani ve son kullanici ile irtibat halindedir.

    tekrar edelim: kücük sirketlerde gelistiri/mühendis ayrimi yapmak abes. bu türkiye'deki yazilim departmanlarinin cogunda böyledir.

  • son birkaç haftadır yoğun biçimde eleman aranan sektör.

    pandemi var, işsizlik var vs. ama adamlar cayır cayır eleman arıyor. özellikle 1-2 yıl deneyimi olan işsiz arkadaşlar bu fırsatı kaçırmasın derim. şirketlere başvuru yapın, korkmayın.

    geçen haftadan beri günde en az 1 firma tarafından aranıp iş görüşmesine çağırılıyorum. kariyer.net havuzundan bulup da ulaşıyorlarmış. ne yaptılar ne ettiler bilmiyorum ama anormal bir şekilde artış var. özgeçmişim günde 2-3 firma tarafından görüntüleniyor. hayır anlamadığım şey şu, ben zaten şu anda tam zamanlı olarak çalışıyorum. cv'de de yazıyor. buna rağmen aday havuzundan nasıl beni bulup da arıyorlar?

    işin özü: aktif olarak çalışan kişileri bile arayıp iş görüşmesine çağırıyorlarsa demek ki piyasada gerçekten bir eleman ihtiyacı var.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

  • kendimi bulduğum "avuç içi kadar yer"dir burası.

  • lisansüstü başvurularının bitiminin hemen ertesinde, başvurusu onaylanan adaylara "ayın 15'inde yazılı sınavını yaparım" diyen enstütüye sahip üniversite. başvuru formunda tarihi görünce şok oldum. herhalde herkesi muğla merkezde oturuyor sanıyor bu arkadaşlar. ayın 13'ünde başvurun onaylansın, 15'inde sınava gir. hadi onu anladık. e peki kesin kayıt tarihlerine ne demeli? 23-25 eylül arasına sokuşturmuşlar. hadi kabul aldık varsayalım enstütüye. ben 15 inde sınava giriyorum, sen 18'inde sonuç açıklıyacaksın, 23'ünde kesin kayıta çağırıyorsun. 1 hafta ne yapayım ben orada, ormanda mı yatayım? ıstanbul'a gelip üstümü değişip bir daha mı döneyim 3 gün sonra? allah'tan reva mı diye sormak istiyorum?

    imla.

    not: 2. asilden bölüme girmiş bulunmaktayım. teşekkürler atina okulu, teşekkürler rafaello, teşekkürler kendim ve azmim...

  • 15 eylül sabah 10:00 da gerçekleşen sağlık bilimleri lisansüstü online sınavında 20 soruya 15 dk süre verildi ve bu sürenin ilk 7 dk sında site çöktüğü için 20 soruya sadece 8 dakika sürem kaldı. 40 dk yetkililerle konuştuktan sonra sınav tekrar açıldı ve sınavı bitirebildik. ama sonuçları açıklarken ilk girdiğimiz 8 dakika süre verilen sınav geçerli sayıldı ve öğrenci işleriyle konuştuğumda sen çok isteklisin 6 ay sonra tekrar başvur artık iş işten geçti denildi. gerçekten bu üniversiteye işi düşen arkadaşlara sabır diliyorum. alenen haksızlık yapılıyor ve itiraz etsen de hiçbir şey değişmeyecek boşuna uğraşma deniliyor.

  • bünyesinde düzenlenecek ve zoom üzerinden yapılacak olan "4. uluslararası felsefe, eğitim, sanat ve bilim tarihi sempozyumu" için üç yüz lira ücret isteyen üniversite. yazınız kabul olduğunda ise attıkları mailde dalga geçer gibi "pandemi koşullardan ötürü online yapma kararı aldık, bu yüzden de indirim yaparak üç yüz liraya düşürdük" demektedirler. normalde üç yüz elli lira olan* sempozyumu sadece zoom üzerinden gerçekleştirme kararı alarak 50 lira gibi devasa bir meblağda indirim yapmışlar. demek ki pandemi olmasa ve fiili gerçekleştirile 50 liralık kuru pasta ve limonata vereceklermiş, ben bu indirimden onu anlıyorum çünkü.

    not: sempozyumun başlığı olmadığı (açmayı da hiç istemediğimden) için gerçekleşeceği üniversitenin başlığına bu entryi girmeyi uygun gördüm.

  • gelenlerin gitmek istediği, gidenlerin ise geri gelmek istediği üniversite. okulu bilerek uzatıp orta yolu bulan bugcular da epey mevcut. bana göre bu kadar kaçılmak istenmesinin de, dönmek istenmesinin de sebebi muğla'nın üniversitelilere sunduğu kültür mozaiği.
    schopenhauer’a ithaf edilen bir söz şöyle diyor;
    "her hakikat üç aşamadan geçer:
    1-önce onunla dalga geçilir.
    2-sonra ona şiddetle itiraz edilir.
    3-son olarak da bariz olarak kabul edilir.'' bence mskü'deki öğrencilerin çoğu bu tanıma göre dalga geçme ile şiddetle karşı çıkma arasında gidip geliyor;taa ki mezun olup kafalarına dank edene kadar. sonra bir anda kübler-ross kabullenmesi yaşıyorlar. nedir bu kabulleniş? kimisi tembel olduğu için bir şey başaramadığını anlıyor,kimisi egolu olduğu için sağlam ilişkiler yaşayamadığını,kimi gösteriş merakı olduğu için fakir bir üniversite hayatı yaşadığını, kimi ne istediğini bilmediği için mezun olduktan sonra bile hâla ne bok yiyeceğini bilmediğini,kimi ise bir sik anlamadan şikayet ederek hayata tutunmaya çalışıyor. hülasa; kimse üniversite yıllarını anlatırken ve hatırlarken kötü şeyler anımsamak istemiyor. belki de yorumlamalarda duygusallığın dozunu kaçırmazlarsa gerçeklere yaklaşmaları çok daha kolay olur,bu herkesin kendi öz eleştiri muhasebesi. kendi fikirlerim adına konuşmaya devam edecek olursam;
    mskü'nün her kültürü kapsadığını düşünüyorum. mskü'de kültürlü,keş,cahil, fakir,zengin,lgbt her ne olursanız olun size baştan sona dışlayacak bir kültür yok, aynı zamanda kucaklayacak bir kültür de(pasif olarak desteklemesini saymıyorum.). kendi halinde takıl,bu senin doğan ve doğal olman herkesin doğasında olması gereken gibi bir yaklaşım var. bu yaklaşım kişinin kendisini anlamasında ve tanımasında çok yardımcı olduğu ise aşikar. zaten birisi üniversite yıllarında mücadele etmeyip insan tanımazsa,kendine bir şeyler katmazsa aile kavramına adım attığında kendinden sonra gelecek nesillere kendisi ve dünya için faydalı bilgi aktaramaz.

    örneğin mskü'de, muğla'da şikayet edilen konuların başında hayat pahalılığı geliyor. kiralar,mekanlar,otobüs ve bilumum şeyden beklenen fahiş fiyatlar. üniversiteye gelen arkadaşlarım,türkiye'de bir gerçekle yüzleşmeniz gerekiyor; memleketinizde tanıdığınız,komşunuz,arkadaşınızın ailesi,aileniz; bozuk düzenin bir çarkı. sistem öğrenci ve işçi sikme üzerine kurulu ve tanıdığınız insanların çoğu bu sisteme dahil. muğla'da görecekleriniz ise tanıdığınız insanların farklı şehirde yaşayan muadilleri.etrafınıza pembe gözlükle bakmanız muğla'ya gelince gözlüğün rengini siyaha çeviriyor sadece. bu durumu aşmanız ise zor değil. paranız mı yok ? ev arkadaşı bulup kiraya çıkıyorsunuz ve anlaşamazsanız ne istediğinizi ve kendinizi daha iyi tanıyorsunuz. otobüs paranız mı yok,otostop çekmeyi öğreniyorsunuz. al dante makarna yapmayı öğreniyorsunuz,sosyal olmayı ve insan tanımayı öğreniyorsunuz ucuz oyunlar arasında. çalışmadıysanız para kazanmayı öğreniyorsunuz, patronlar görüyorsunuz çuvalla para kazanan ve size saatte 6 tl veren. taraf bulma konusunu düşünüyorsunuz bu sırada. siken mi olmalıyım,sikilen mi yoksa 3. bir yolu mu bulmalıyım,bulacaksam nasıl olacak ve neye dönüşeceğim? işte o zaman bilinçli bir sorgulayan insana dönüşme hikayeniz oluşmaya başlıyor. spoiler verecek olursam tünelin sonunda ışık var. ama ben de hala trenin farı mı yoksa halüsinasyon mu olduğunu bilmiyorum, şansınıza ne çıkarsa. unutmayın,hayat kötü şeylerden de mutlu olmak zorunda bırakıyor insanı;ne olursa olsun keyif almaya bakın.

  • sürekli görmek isteyip bir türlü nasip olmayan üniversite.

  • canınızı seviyosanız gitmeyin.. ben bir sene dayanabildim sonra psikolojik rahatsızlandım tedavim bittiğinde 4. senemdi ve okula daha yeni başlamıştım.. berbat bi yer, eğitim berbat, aşırı pahalı ve öğrenci üzerine ekonomisi dönen bi yer.. öğrenci popülasyonu hiçbişey bilmeyen dağdan köyden gelen ya da şehirden gelme ama dangalak hödük tiplerden derleme..

    edit:alt entrylerde üniversiteden memnun bi arkadaş bölümümü sormuş; iktisat arkadaşım.. şimdi de afgan ve suriyelilerle kalacak yerli restoranlarda garsonluk bulaşıkçılık yapıyorum.. oysaki girdiğim 2011 senesi sıralamam 150bindeydi.. keşke ankara yazsaydım keşke izmir yazsaydım.. keşke ilk senemdi bi daha çalışıp bi daha girseydim sınava, keşke üniversite okumasaydım da yazmasaydım muğlayı.. bi eve 1500 lira kira isteniyordu bundan 5-6 sene önce şimdi kaç para oldu kim bilir..

  • yukarıda yorum yazan arkadaşlar hagi bölümde okuduklarını söylerlerse bölüm tercihi yapacak arkadaşlara daha çok yardımcı olacaklarını düşünüyorum. öğrenci üzerinden ekonomi döndürmeyen anadolu şehri mi kaldı allah aşkına. fırat dicle yazın demiş biri de. hangi bölüme gidelim arkadaş fırat'ta dicle'de onu da yazın. evet fırat ve dicle de köklü üniversiteler. kaliteli eğitim veren bölümleri de var ama bunu tüm üniversite geneli için söylemek hiç doğru olmaz.

    benim de bilgisayar mühendisliği bölümünden mezun olduğum üniversitedir.

    tercih döneminde bölüm ve üniversite hakkında merak edilenleri cevaplayabilirim. bir yeşil uzağınızdayım.

  • ingilizce öğretmenliği mezunuyum. eğitiminden son derece memnun olduğum bir üniversite. eğitim fakültesi hocaları çok iyidir. sosyal ortamı da aynı şekilde. tavsiye ederim. canım üniversitem

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

Muğla Üniversitesinde yazılım mühendisliği var mı?

Yazılım Mühendisliği - Mühendislik Fakültesi - Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi.

Muğla Sıtkı Koçman kaçıncı sırada?

MSKÜ, devlet üniversiteleri arasında ise 12 sıra birden yükselerek 10. sırada yer aldı. Geçtiğimiz yıl yine bir başarı örneği sergileyerek 43. sırada yer alan MSKÜ, 2020 yılında ise “A” düzeyinde üniversiteler seviyesine yükselerek bu başarısını perçinlemiş oldu.

Muğla Üniversitesi denize ne kadar uzaklıkta?

Bodrum Ortakent'te denize 1 km. uzaklık ve 57 metre rakımda bulunan bir eğitim yerleşkesi...

Muğla Sıtkı Koçman Bilgisayar Mühendisliği ingilizce mi?

Bölümümüze her yıl yaklaşık 80 öğrenci katılmaktadır. Ayrıca öğrencilerimiz aktif olarak Erasmus, IAESTE, MEvlana ve Farabi programlarından faydalanmakta ve yine bu programlarla konuk öğrencilerimiz olmaktadır. Bölüm derslerinin hepsi İngilizcedir.