Online eğitim mi yüz yüze eğitim mi

Uzaktan eğitim üzerine yazdığım önceki yazıda uzaktan eğitime dair kendi deneyimim ve çevremdekilerin deneyimlerinden yola çıkarak genel bir çerçeve çizmiştim. Uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimin yerini alabileceği görüşlerine karşılık online eğitimin neden yüz yüze eğitimin yerini tutamayacağını bu yazıda dört argümanla açıklayacağım. Önceki yazıyı bu konu ile bağlantılı olarak şu şekilde bitirmiştim:

Peki, sınıf içi eğitim kadar verimli olacak mıdır? Olabilir mi?  
Tam bu noktada,  konunun bambaşka bir yanını ele almak gerekiyor. Uzaktan eğitim sürecinde birçok öğrenci ve eğitim kurumu benim gibi düşünmüyor. Yine aynı ödevleri evlerinde daha rahat yaptıkları için öğrenim süreçlerinin uzaktan çevrim içi olarak devam etmesinin bir sorun teşkil etmediğini düşünen belki de binlerce öğrenci vardır. Yazının başında da belirttiğim gibi herkesin öğrenim tecrübesi farklı olduğundan düşüncelerin bu minvalde olması oldukça doğal. Ancak, etkili bir öğrenim sürecinin uzaktan eğitim sistemiyle sağlanamayacağını düşünenlerdenim. En azından sınıf içi/çevrimdışı eğitimin sunduğu kalite ve verimliliğe yakın bir seviyeyi uzaktan eğitimin sunamayacağını düşünüyorum. 

Şimdi dört temel argümanımıza gelelim:

1. Bazı Eğitim Süreçlerinin Uzaktan Yapılması Mümkün Değil 

İlk olarak, eğitim sürecinin tüm aşamalarının uzaktan ve online olarak yapılmasının mümkün olmadığını belirtmek lazım. Uygulamalı dersler, sınavlar ve quizler bu aşamalar ve ders bileşenlerinin bazıları. Bu alışılmadık süreçte dersler her ne kadar Zoom gibi uygulamalarda anlatılmaya çalışılmış ya da kayıtlarla öğrenciye sunulmuş olsa da öğrencinin bilgisini verimli biçimde sınamak yüz yüze eğitimde olduğu gibi pek mümkün olmadı. Öğrenciye güven duyulmayan bir eğitim sisteminde profesörler ve öğretim üyeleri bir sürü farklı programla kopyayı engellemeye çalışırken öğrencileri ciddi stres altına soktular. Birçok dersin içeriği ve sınav yaklaşımı da bu kopyalara karşı savunmasız olduğundan öğretim üyelerinin de başka seçenekleri yoktu belki. Ancak, yine gözden kaçırılan bir nokta vardı. Uzaktan eğitimde yapılacak sınav sadece bilgi bazlı derslerin ( öğrenci yorumunun olmadığı) derslerde mümkün olamaz. Yine uygulamalı derslerin de uzaktan ekran başında gerçekleştirilmesi mümkün değildi. Söz gelimi, diş hekimliği okuyan bir öğrencinin tamamen ekran başından kitapları okuyarak bir diş hekimi olması söz konusu olamaz. Bu nedenle, uzaktan eğitim sisteminde birçok önemli ders bileşeni/aşaması işe yarar bir şekilde icra edilemez. 

2. Uzaktan Eğitim, Yüz Yüzü Eğitimin Sunduğu İnteraktif Deneyimi Sunamaz 

Yüz yüze eğitimde, sınıf içinde hocalara sorular sorarak, onlarla ve diğer öğrencilerle tartışarak öğrenebilen bir öğrenci olarak uzaktan eğitimde eksikliğini yaşadığım bir konu da interaktif öğrenimdi. Bu noktada "Zoom gibi uygulamalardan yapılan video konferanslarda da soru sorabilir ve tartışmalarını yürütebilirsin" diyenler olacaktır. Sınıf içi öğrenim deneyiminin, soru sorma ve tartışmalara ek olarak ortamın, hocanın ve öğrencilerin hareket edebilmesi ve yüz yüze iletişime girebilmeleri gibi yanlarının da olduğunu fark etmek lazım. Yani, konu ve amaç yalnızca bilgilerin öğreten kişiden öğrenen kişiye sözlü ve yazılı aktarılması değil, amaç zengin bir öğrenme sürecini tecrübe etmek. Bu nedenle, nasıl uzaktan iletişimin yüz yüze iletişimin yerini tutmuyorsa uzaktan eğitim de yüz yüze "etkili" eğitimin yerini tutamaz. 

3. Yüz yüze ve Uzaktan Eğitimde Öğrencilerin Ders Programlarına Adanmışlık ve Uyabilme Becerisi Farklı Seviyelerde 

Bir düşünün: sabah 10'da dersiniz var. Bu sebeple uyanmanız ve görüntülü olacak ders için hazırlanmanız gerekecek. Yataktan kalkmanız ve yine aynı ortamda/evde masanın başına geçip dersi dinleyeceksiniz. Tam o sıra yatağa yatıp uyuyabilecekken, ya da kanepede uzanıp dizi izleyebilecekken o dersi izlemelisiniz. 

Bir de uzaktan eğitime geçmeden önce her sabah yaptığınız gibi kalkıp okul için hazırlandıktan sonra okula gittiğinizi, ve öğrenimin asıl mekanı olan sınıfta masanıza oturup hazır bir şekilde derse başladığınızı düşünün. Kuşkusuz kimileri bu noktada ilk senaryoyu tercih edecektir, ancak büyük çoğunluğun kabul edeceği gibi ikinci senaryoda ders için gösterilen çaba( iktisadi açıdan bakıldığında maliyet) daha fazladır ve ne kadar emek/maliyet sarf ederseniz dersten de o kadar fazla verim ve getiri elde etmek istersiniz. Ayrıca, sabahları yapılan tüm o rutin hazırlıklar, sizin yalnızca derse değil, bir güne hazır olma çabanızdır. Daha hazır bir zihin ve daha yüksek bir motivasyonla öğrenim seviyeniz ve kaliteniz de artacaktır. Sizi güne ve çalışmaya hazırlayan rutinler ve devamında gelen sınıfta yüz yüze eğitimin kalitesiyle gününüzü verimli geçirmiş olacaksınız. Bu sayede öğrenmenin önemli bir kısmını interaktif olarak gerçekleştirmiş olacak, ekranda harcayabileceğiniz odağınızı öğrenmeyi pekiştirecek diğer eğitim materyallerine harcayabileceksiniz. 

Etkili bir öğrenme süreci yaşamak isteyen çoğu öğrenci için yüz yüze eğitim çok daha tercih edilebilir bir seçenek olduğundan, uzaktan eğitimin bu noktada da yetersiz kalacağı aşikâr. 

4. Teknolojik Ekranlarda Öğrencinin Öğrenme Kalitesi ve Odaklanma Becerisi Çok Düşük Seviyelerde 

Eğer bu dönem derslerin yükünden dolayı ciddi biçimde zorlandıysanız bu deneyim size çok tanıdık gelecektir: 

Sabah uyandınız, hemen bir online derse katıldınız. Ardından, okumanız gereken bir makale vardı, bir saat boyunca onu okudunuz. Bir kahve arası verdiniz ve devamında dönem raporlarınız için çalışmanız ve yazı yazmanız gerekti. Peşine haftalık bir ödevi yaptınız. Ardından derste anlatılan konulara çalışmak için slaytlarla bir iki saat daha harcadınız. Eğer ders dışı projeleriniz ve çalışmalarınız varsa onlar için de bilgisayar başında birkaç saat harcamanız gerekti. Saate baktınız, çoktan akşam olmuştu. Gününüzün neredeyse 10 saatini ekran başında geçirdiniz. Gözleriniz ve sırtınız ağrıyor, bacaklarınız uyuşmuş. "Yahu ödül olarak bir bölüm de dizi izleyeyim" diyorsunuz, ama artık ekrana bakmaya takatiniz yok. O zaman kitap okuyayım diye düşünüyorsunuz ama okuduğunuz anlayamıyorsunuz; çünkü artık herhangi bir şeye odaklanamıyorsunuz. Sonra en iyisi bir miktar duvara bakayım da içim açılsın diyorsunuz. Sonra zaten çok geçmeden uyuyorsunuz. 

Yukarıda anlattığım senaryo, benim bu süreçteki günlerimin çoğunda yaşadığım deneyimin ta kendisi. Öğrencilerin ve arkadaşlarımın da bu senaryonun benzerini yaşadıklarını bildiğimden genellemek için oldukça makul bir senaryo olduğunu söyleyebilirim. 

Teknoloji üzerine yapılan birçok araştırma ve çalışma, ekranların odak becerimize ve kapasitemize ket vurduğunu ortaya koyuyor. Bu yazıyı okuyan birçok insan akıllı telefon, tablet ve bilgisayar ekranları yüzünden odaklanmakta güçlük çektiğini fark etmiştir. Yine birçoğumuz da ekranlara harcadığımız süreyi azaltmak için çaba göstermişizdir. Ancak, online eğitimlerde harcadığımız süreyi azaltmamızın bir yolu yok. Çünkü eğitim materyalleri ve dersler, üzerine bir sınır koyacağımız bir sosyal medya alışkanlığı değil. Bu sebeple ekranlar yüzünden öğrenme ve odaklanmakta güçlük çeken birçok insan, zamanının önemli bir kısmını sorunlarının ana kaynağı olan ekranlarla geçirmek zorunda. 

Kısacası ekranlar etkili,sağlıklı ve verimli öğrenim süreçleri için en doğru yerler değil ve tek öğrenim düzlemi olması da modern dünyada önemli bir sağlık tehdidi. 

Online/Uzaktan eğitimin bir zorunluluk olduğunun ve birçok eğitim kurumunun da yüz yüze eğitimi tercih ettiğinin bilincindeyim. Ancak, online eğitimin yüz yüze eğitimin yerini alacağı düşüncesinin de sağlıklı ve gerçekçi bir temele dayanmadığını fark etmek gerekir. Bu pandemi sürecinde üniversiteler ve eğitim kurumları olarak elde ettiğimiz deneyimlerin ve aldığımız derslerin doğru adımları atmamızı, dijital ve gerçek dünyalar arasında doğru dengeyi kurarak eğitim sistemimizi en etkili seviyeye getirmemize yardımcı olmasını umuyorum. 

Bu yazıya ve daha fazla içeriğe batihandizdaroglu.com'da ulaşabilirsiniz.

Online eğitimle yüz yüze eğitim arasındaki farklar nelerdir?

Uzaktan eğitimin yüz yüze öğrenmeden temel farklılığı, teknoloji kullanımı olarak karşımıza çıkmaktadır..
Uzaktan Eğitim; Bilgiye hızlı ve kolay bir şekilde erişme imkanı sağlar..
Uzaktan Eğitim; Yüzyüze eğitimde gereken ulaşım, barınma, konaklama, beslenme gibi ek harcamaları ortadan kaldırır..

Universiteler online mi yuz yüze mi?

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, 2022-2023 eğitim öğretim yılında yüz yüze eğitime geçileceğini açıkladı.

Uzaktan öğretimde yüz yüze eğitim var mı?

Açıklama geldi. Öğrencilerin talebi dikkate alınarak yüz yüze eğitim zorunluluğu kaldırıldı. Koronavirüs salgını sürecinde başlayan uzaktan eğitimin ardından aşı uygulamalarının yaygınlaşması ve salgının nispeten kontrol altına alınması ile birlikte yeniden yüz yüze eğitime geçilmişti.

Yüz yüze eğitimin avantajları nelerdir?

Yüz yüze eğitim ortamında akran etkileşimi sosyal ve akademik gelişimi destekler. Okul ve sınıf ortamında olmak, akranlarıyla etkileşim kurma fırsatı sağlar. Bu etkileşim benlik algısının gelişimi, özgüven gelişimi ve bir kimlik inşa etmede hayati önem taşır.