Kadınların, hayatlarının her döneminde (anne karnından menapoz sonrası döneme kadar) karşılaşabilecekleri bir sorundur yumurtalık kistleri. Bu kistler genelde bulgu vermezler ve tedavi gereksimi dahi olmadan kendiliğinden geçerler. Genelde masum olmalarına rağmen, hepsi böyle değildir...
OVER KİSTLERİ NEDEN OLUŞUR?
En sık neden hormonal düzensizliklerdir. Normalde her adet döneminde overler içinde yumurta taşıyan ve boyutları 2- 2.5 cm ye kadar ulaşabilen folikül adını verdiğimiz bir kist oluşur. Sonra bunun çatlaması ile yumurta açığa çıkar. Kadın gebe kalmaz ise bu dönemden 14 gün sonra adet başlar.
Hormonal düzensizliklerde, bu kistler çatlamaz, ya sabit kalır yada büyümeye devam eder. Sonuçta karşımıza folikül kistleri çıkar.
OVER KİSTLERİ KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Over kistleri özellikle adet gören kadınlarda görülür. Adet dönemi başlamayan genç kızlarda veya menopozdaki kadınlarda nadir görülür.
OVER KİSTLERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
- Adet düzensizliği,
- Sindirim sistemi şikayetleri,
- İdrar yolu şikayetleri,
- Karın ağrısı,
- Karında şişkinlik.
Kistler çok farklı türde olabileceğinden, yarattığı şikayetler kistin türüne bağlıdır.
Karşımıza en fazla folikül kistleri çıkar. Genelde belirti vermezler. Patlaması yada kanalı etrafında dönmesi ve akut batın tablosu yaratması çok nadirdir. Genelde kendiliğinden kaybolur ve tedavi gerektirmez. 8cm’e kadar takip edilir, büyümesi ve komplikasyon gelişmesi halinde, yumurtalığa zarar vermeden sadece kisti çıkarmak için cerrahi müdahale yapılır.
OVER KİSTLERİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Rutin ultrasonografi sırasında tanı konur. Tabiatı hakkında karar vermek için zaman zaman Tomogrofi, MR, tümör markalarına ihtiyaç duyulabilir.
KİSTLER KÖTÜ HUYLU MUDUR? ÇOCUK SAHİBİ OLMAMA NEDEN OLABİLİR Mİ?
Çoğu over kistleri iyi huyludur. Genellikle 20-44 yaşları arasında görülür. Tek taraflı, hareketli, düzgün yüzeyli olan kitleler iyi huylu iken, iki taraflı, katı, yapışık, düzensiz yüzeyi ve hızlı büyüme eğiliminde olan kitleler ise büyük olasılıkla kötü huyludur. Özellikle muayene ve ultrasonda elde edilen bulgular, ayrıca bazı kan tahlilleri ayırıcı tanıda bize yardımcı olur.
Eğer oluşum sebepleri hormonal düzensizlik ise infertilite görülebilir. Over Kisti gebelik öncesi oluşabileceği gibi gebelikte de over kisti oluşabilir. İlk gebelik aylarında gebeliğin devamı için gerekli hormonları salgılayan ve boyutları bazen 10 cm ye ulaşabilen bir kist oluşur. Ancak gebelik ilerledikçe genelde, küçülür yada kaybolur. Kistlerin tekrarlama ihtimalleri her zaman vardır, düzenli kontrol esastır.
OVER KİSTLERİNİN TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Over kistin tedavisi cinsine göre değişir. Sık gözlenen basit kistler için genelde takip tercih edilir. Bu esnada doğum kontrol hapları kullanarak kistleri küçültmek mümkündür. Ancak 8-10 cm iyi geçen yada daha küçük olduğu halde 3-4 aylık takipte sürekli büyüyen, ultrason ve kan testlerinde kötü huylu olma ihtimali olan kistlerin ameliyatla alınması gerekir. Menopozdan sonra rastlanan kistler daha önemlidir. Bunların kötü huylu olma ihtimali yüksektir. 5 cm altındaki kistlerin, cerrahi yapılmadan takip edilirler.
Over kistleri ( Yumurtalık kistleri ) Tedavisi Ankara 2021
Amerika Birleşik Devletleri’nde, her yıl yaklaşık 300.000 kadın adneksiyal kitle nedeni ile hospitalize edilmektedir. Bu nedenle, her jinekolog adneksiyal kitleler ve bu kitlelere yaklaşım konusunda yeterli bilgi ve deneyime sahip olmalıdır. Yirmi yaş altındaki hastalarda görülen overyan kitlelerin %64’ü nonneoplastiktir. Bu kitlelerin de büyük bir kısmı fonksiyonel ya da fizyolojik kitleler olup, izlem sırasında kendiliğinden düzelir. Öte yandan, yaşla korele olarak, epitelyal over kanseri insidansı ilerleyen dekatlarda giderek artar.
Overin benign hastalıkları sıklıkla solid ya da kistik yapıda olabilirler. Akut bulgulara yol açabildikleri gibi, çoğunlukla da asemptomatik seyir gösterip, rutin değerlendirmeler sırasında da saptanabilirler. Klinik seyir ve gelişim patofizyolojisine bağlı olarak üç ana grupta incelenebilir:
1. Fonksiyonel ya da fizyolojik over kistleri
2. Benign over tümörleri
3. Diğerleri
Over kistleri ( Yumurtalık kistleri ) Bulguları,
Fonksiyonel Over Kistleri
Ovulasyona bağlı olarak gelişen kistlerdir. Bu nedenle de fonksiyonel over kistleri olarak isimlendirilirler ve sadece üreme çağında görülürler. Kadınlarda en sık görülen kistler fonksiyonel over kistleridir. Aynı zamanda da en sık görülen nonneoplastik adneksiyal kitlelerdir. Hepsi benign olup, genellikle semptom vermezler ve cerrahiye de gerek duyulmaz.
Fonksiyonel kist kavramına follikül kistleri, korpus luteum kistleri ve
teka lutein kistleri ile gebelik luteoması dahil edilmektedir. Yaşamın ilk iki dekatında görülen kistlerin %64’ü nonneoplastik (fonksiyonel ya da fizyolojik) tir. Bu kistlerin de, %28’i korpus luteum, %23’ü de basit ya da folliküler kistlerdir. Sıklıkla asemptomatiktir. Fakat, bazı hastalarda adet düzensizlikleri ya da karın ağrısı ile beraber olabilir. Ca125 ve diğer tümör belirteçleri ile bilinen bir ilişki yoktur, ve pek çok vakada tümör belirteçleri normal sınırlar içerisindedir.
Bu kistler genellikle overin normal fizyolojik uyaranlara artmış sensitivitesi sonucu gelişir. Çoğunlukla kendiliğinden gerilese de, bazen uzun süre persiste edip, cerrahi gerektirebilir. Erken folliküler dönemde yapılan kontrol USG’lerde kistlerde görülen gerileme; fonksiyonel kistlerin ayrımında oldukça önemli bir bulgudur. Doğum kontrol haplarının fonksiyonel kistlerin gelişmesini önlemede rolü vardır. Yüksek dozlu eski preparatlar, düşük dozlara göre daha fazla koruyucudur. Koruyucu etkide mono ya da multifazik olmasının önemi yoktur. Ancak, ne var ki, oluşmuş kistlerin tedavisinde oral kontraseptiflerin gösterilmiş bir etkileri yoktur. Bu konuda yapılmış pek çok randomize prospektif çalışmada, oral kontraseptiflerin koruyucu rolü olduğu ancak gelişmiş olan kistlerin rezolüsyonunu hızlandırıcı bir etkisinin olmadığı görülmüştür.
Folliküler Kistler (Basit Kistler)
Ovulasyonun oluşmadığı durumlarda, granuloza hücreleri ile çevrili foliküllerin, sekresyonlarına devam ederek kistik yapı haline gelmesidir. Kistik foliküller, 3 cm den daha büyük olunca foliküler kist olarak isimlendirilirler. Bazen çok büyük çaplara ulaşabilse de >8 cm olması çok nadirdir. Çoğunlukla 12 gün ile 12 hafta arasında küçülebilirler. Ancak nadiren daha uzun sebat ettikleri de görülebilir.
Korpus Luteum Kistleri
Follikül kistlerinde, ovulasyon oluşmasını takiben içlerine kanama olur, çapları daha da artar. Çevreleyen teka ve lutein hücrelerinde meydana gelen değişiklikler sonucu korpus luteum kistleri ortaya çıkar. Bu kistler tipik olarak içerdikleri yağ birikimine bağlı olarak sarı renktedir. Aynı zamanda hormonal değişikliklerle beraber adet gecikmesi olacağından ektopik gebelikle de karıştırılabilirler; ancak bhCG testi ile kolaylıkla ayırdedilebilirler. Adet gecikmesi, adneksiyal kitle (persiste korpus luteum) ve ağrı triadına Halban sendromu denir
Hemorajik Kistler
Korpus luteum kistlerinin etrafındaki stromal damarlardan, kist içerisine gelişen kanama sonucu gelişir. Sıklıkla luteal fazda olur. Klinik olarak USG’de endometrioma ya da korpus luteum ile karışabilir. Sıklıkla kanama diyatezi olan hastalarda görülür. Ruptüre olarak hemoperitoneuma sebeb olabilirler. Esas tedavisi altta yatan patolojiye göre değişir. Nadiren cerrahi tedavi gerektirebilir. Kanama diyatezi olan hastalarda tekrarının önlenmesi için oral kontraseptifler kullanılabilir.
Teka Lutein Kistleri
En nadir görülen fonksiyonel over kistleridir.
HCG’nin yükseldiği durumlarda görülürler:
• Normal gebelik (nadiren)
• Mol hidatiform
• Koryokarsinom
• Diabet
• Rh sensitizasyonu
• Çoğul gebelikler
• Ovulasyon indüksiyonu
HCG, luteinize edici (LH) hormona benzer etki gösterir ve mikroskopik olarak over stromasında normalden daha fazla bir luteinizasyona neden olur.
Gebelik Luteoması
Gebelik sırasında görülebilen, nadir ve neoplastik olmayan bir kisttir. Gebelik sonrası kendiliğinden düzelir. Gelişim patofizyolojisi henüz netleşmemiştir, fakat muhtemelen hCG bağımlı bir hiperplastik reaksiyonun sonucudur. Gebelik sırasında yüksek androjen üretimi yaparak, maternofetal maskulinizasyon yapabilir. Yapılan bir literatür derlemesinde %30 oranında maternal virilizasyon, %65 oranında da fetal virilizasyon yapabileceği saptanmıştır.
Torsiyon şüphesi olan, ciddi ağrıya neden olan veya malignite şüphesi olanlar ile takip süresince sebat eden, solid alanlar içeren, septalı, papiller yapılar içeren, beraberinde asit olan, bilateraliteye sahip ve 10 cm üzerindeki kitleler cerrahi olarak değerlendirilmelidirler. Bunun dışında tüm fonksiyonel kistlerde ekspektan tedavi tercih edilmelidir.
Benign Over Tümörleri
Fonksiyonel over kistlerinden en önemli farkları, kendiliğinden gerilememeleridir. Bazı vakalarda benign neoplaziler içerisinde eşlik eden intraepitelyal veya invazif kanser odakları bildirilmişse de; bu benign lezyonların malign histolojilerin öncüsü olup olmadığı belli değildir. Bu grup hastalıklar iki ana grupta incelenebilir:
a. Kistik neoplaziler
En sık görülen kistik neoplaziler; seröz ve musinöz kistadenomlarla kistik teratomlardır. Kistadenomların genellikle çapları daha büyük olup, uniloküle yapıdadırlar. İçerisinde sarımsı ya da visköz sıvı içerirler. Seröz tümörlerin çoğunluğu benign olup, sadece %510’unda borderline ve %2030’unda da malign olma potansiyeli mevcuttur. Seröz tümörlerin duvarlarında Psammoma
cisimcikleri diye isimlendirilen noktasal ince kalsifikasyon alanları bulunabilir ve kalsifikasyonlar bazen direk grafilerde de görülebilir. Musinöz tümörler çok büyük çaplara ulaşabilirler. Vakaların %10’unda bilateraldir. Malignite oranları %510 arasındadır. En önemli ayırıcı tanı metastatik gastrointestinal tümörlerdir. Kistik teratomlar, yani dermoid kistler ise genellikle 10 cm’den küçüktürler ve kemik, kıkırdak, saç ve yağ dokusu içerip sebasöz bir materyal ihtiva ederler. Gerek
ultrasonografik, gerekse de cerrahi sırasındaki makroskopik görünümü tipiktir. Dermoid kistlerin %2’sinde malign dönüşüm görülebilir. Bunların da büyük kısmı 40 yaş üzerindedir. Muhtemelen yağ içeriğine bağlı olarak dermoid kistler diğerlerine göre daha sık torsiyone olmaya meyillidir. Tüm vakaların %10’unda bilateraldir. Tedavisi endoskopik ya da laparatomi ile kistektomidir.
Over kistlerinin tedavisi Prof Dr Polat Dursun tarafından Laparoskopik olarak başarı ile tedavi edilmektedir.
Kolposkopi Ankara
b. Solid neoplaziler
Overlerin benign solid tümörleri genellikle bağ dokusu kaynaklı olup fibroma, tekoma veya Brenner tümörü bu kapsamda değerlendirilmelidir. Bunlar ufak milimetrik nodüllerden kilolara varan ağrılıklarda olabilirler. Pelvik muayenede genellikle düzgün yüzeyli, hareketli ve serttirler.
c. Paraovaryan kistler
Her ne kadar over kökenli olmasalar da sıklıkla benign over kistleri
içerisinde değerlendirilirler. Paramesonefrik veya nadiren mesonefrik kanal kaynaklıdırlar. Ultrasonografik olarak uniloküler ve anekoik bir görüntüye sahip olup fonksiyonel kistlerle karışabilirler. Hastaların çok büyük bir kısmı asemptomatiktir. Kendiliğinden veya medikasyonla gerileme göstermezler ve büyük boyutlara ulaştıklarında cerrahi gerektirirler.
Paraovaryen Over kistlerinin tedavisi Prof Dr Polat Dursun tarafından Laparoskopik olarak başarı ile tedavi edilmektedir.
Diğerleri
a. Endometrioma Endometriozis
Pelvik endometriozisli hastaların %8-12’inde görülebilirler. Ultrasonografide kendine has uniloküle (bazen multiloküle) ve internal düşük ekojenitesi ile kolayca ayırt edilebilir. Tanıda Ca125 seviyelerindeki orta miktar yükseklik yardımcı olabilir ve tedavide laparoskopi tercih edilir. Küçük endometriomalar (8 cm olanlarda, anormal karyotipi olan premenarşial kitlelerde, takip sırasında gerilemeyen ya da büyümeye devam eden kitlelerde cerrahi endikedir.
Endometrioma endometriozis kistlerinin tedavisi Ankarada Prof Dr Polat Dursun tarafından Laparoskopik olarak başarı ile tedavi edilmektedir.
Laparoskopik myomektomi, laparoskopik kistektomi, laparoskopik dermoid kistektomi, laparoskopik endometriozis ameliyatları ve laparoskopik histerektomi ve her tür laparoskopik kist ameliyatı Prof Dr Polat Dursun tarafından yıllardır Ankara’da başarılı olarak uygulanmaktadır ve Prof Dr Polat Dursun son 5 yıl içinde bine yakın hastayı laparoskopik olarak başarılı bir şekilde ameliyat etmiştir.
Laparoskopik ameliyatlarda overlerin korunması çok önemlidir ve bu tür ameliyatların başarısı kistin çıkartılması kdar geride kalan over rezervininde iyi korunması ile yakından ilişkilidir.
Dermoid Kist (Teratom, Matür Kistik Teratom )
Üreme çağlarındaki kadınlarda görülen, dermoid kistin büyüklükleri 2-3 cm’den çok büyük 20-30 cm’ye kadar değişebilir ve genel olarak iyi huylu (benign) kistlerdir. Bu kistler içerisinde saç, kıl, diş, tırnak, kemik, sinir gibi dokular bulundurmaları ile ilginç bir görüntü oluştururlar, içerisinde ayrıca yoğun yağlı sarı yağlı bir sıvı doludur. Nadiren içerisinde tiroid dokusu da bulundurabilir ve bu da aşırı troid hormonu üretimine neden olabilir ki bu tümöre “struma ovarii” denir. Dermoid kistlerin içinden nadiren malign yani kötü huylu tümörler gelişebilir bunun olma ihtimali 1/1000 dir ve maalesef önceden öngörülme ihtimali yoktur daha çok skuamöz hücreli tümör gelişebilir.
Dermoid kistlerin tedavisinde laparoskopi deneyimli ellerde başarı ile uygulanabilir. Tekrarlama riski düşüktür . Dermoid kist ameliyatları Ankarada Prof Dr Polat Dursun tarafından başarı ile yapılmaktadır.
Adölesan Dönem
Malign neoplazi riski prepubertal döneme göre
daha düşüktür. En sık görülen kitle matür kistik teratom olup, 20 yaş altındakilerde tüm over neoplazmlarının yarısından fazlasını oluşturur. Unutulmaması gereken bir diğer patoloji ise disgenetik gonadlarda gelişebilen malign tümörler ve obstrüktif vajen ya da uterin anomalilere bağlı gelişen hematokolpos ve hematometra gibi kitlelerdir. Müllerian anomali şüphesi olanlarda MRI detaylı anatomik görüntüleme ve operatif planlamada önemlidir. Ayrıca, özellikle batı toplumlarında erken başlayan
cinsel aktiviteye bağlı olarak PID atakları (hidropyosalpenks, tuboovaryan abse) ve ektopik gebelikler de görülebilir. Bu yaş grubundaki ektopik gebeliklerde ve PID ataklarında, konservatif tedavi yapılabilirse gelecek fertiliteyi koruma kapsamında çok önemlidir. Bu nedenle PID’lerde laparoskopi, antibiotiklere yanıtın olmadığı ya da rüptür durumlarında tercih edilmelidir. Her ne kadar yeterli yayın olmasa da, bu yaş grubundaki abse tedavilerinde laparoskopi yerine perkutan drenaj ya da USG
eşliğinde aspirasyon da giderek artan oranlarda kullanılmaktadır.
Üreme Çağı
Bu yaş grubunda gözlenen over tümörlerinin yaklaşık %8085’i benign olup, 45 yaş altında primer bir over tümörünün malign olma şansı 1/15’den azdır. En sık görülen yine fonksiyonel kistlerdir. Neoplastik tümörlerden en sık görüleni ise dermoid kistlerdir. Dermoid kistlerin %80’inden fazlası üreme çağında görülür.
Üreme çağında saptanan pelvik kitle eğer 6-8 cm’den küçükse, kistik, unilateral ve mobilse büyük bir olasılıkla fonksiyonel kisttir. Eğer hastada mevcut kistte tüm bu kriterler varsa hasta 4-8 hafta sonra tekrar muayene edilip kistin persiste edip etmediği izlenmelidir. Eğer kitle persiste ediyor veya büyüyorsa eksploratuar laparatomi yapılmalıdır. >8 cm üzerinde, bilateral, immobil kitlelerde cerrahi endikedir. Özellikle Ca125 yüksekliği ve asit varsa gerekli tedavinin yapılabileceği bir jinekolojik onkoloji kliniğine refere edilmelidir.
Laparoskopik myomektomi, laparoskopik kistektomi, laparoskopik endometriozis ameliyatları ve laparoskopik histerektomi ve her tür laparoskopik kist ameliyatı Prof Dr Polat Dursun tarafından yıllardır Ankara’da başarılı olarak uygulanmaktadır ve Prof Dr Polat Dursun son 5 yıl içinde bine yakın hastayı laparoskopik olarak başarılı bir şekilde ameliyat etmiştir.
Postmenopozal Dönem
Postmenapozal bir hastada solid veya solidkistik alanlar içeren kitleler aksi ispatlanana kadar
malign olarak kabul edilmelidir. Solidkistik kitlesi, asiti, ve belirgin olarak artmış Ca125 seviyeleri olan hasta mutlaka doğru bir cerrahi evreleme ve gerekirse debulking yapabilecek olan ve hastalığın cerrahiden sonraki seyrini ve tedavi stratejilerini iyi bilen bir jinekolog onkolog tarafından ameliyat edilmesi en uygun yaklaşımdır.
Premenopozal over çapları 3.5×2 cm iken, postmenopozal dönemde çaplar 1.5×0.75 cm kadardır. Eskiden postmenopozal palpable overler anormal kabul edilip acil olarak değerlendirilmesi önerilmekteydi. Ancak, günümüzde palpable overlerin daha çok hasta muayenesi ve vücut şekline bağlı olabileceği, postmenopozal palpable overlerin anormal olsa da, çoğunun altından kanser çıkmadığı bilinmektedir. Asemptomatik, <5cm, uniloküler, ince duvarlı, normal Ca125 değerleri olan hastalar, cerrahi gerektirmeden güvenle takip edilebilir.
Laparoskopi mi Laparatomi mi?
Cerrahi tedavi gerektiren benign adneksiyal kitlelerde tercihen
laparoskopi kullanılmalıdır. Laparoskopinin daha kısa hospitalizasyon süresi, daha az postoperatif ağrı ve kısa iyileşme süresi daha avantajlı görünmektedir. Ancak, hangi hastalarda laparatomi hangilerinde laparoskopi yapılacağına yönelik prospektif randomize bir çalışma yoktur.
Adneksiyal kitlelerde, malignite şüphesi olan hiç bir kitleye USG ya da CT eşliğinde aspirasyon uygulanılmaz. Kanser şüphesi yüksek olan kitlelerde en azından tanısal amaçlı laparoskopik cerrahi yapılması da tartışmalıdır. Laparoskopinin nihayi ameliyatı geciktirmesi, tümör yayılımının arttırması, trokar metastazı gibi bazı riskleri mevcuttur. Günümüzde, gerekli tecrübeye sahip cerrahi ve patolojik ekipin varlığında ve gerekirse de derhal laparotomi ve uygun tedaviye geçiş imkanı olan merkezlerde en azından tanısal amaçlı olarak laparoskopi ile başlamanın hasta üzerinde belirgin bir olumsuzluk yaratmayacağı düşünülmektedir.
Endometrioma Endometriozis ameliyat videosu
Kanser tedavisi nedeniyle Işın tedavisi (radyoterapi ) görecek hastada yumurtalıkların korunması ameliyatı
kapalı (laparoskopik ) yumurtalık kisti ameliyatı
- Yumurtalık kistleri ve endometriozis tanı ve tedavisi konulu Beyaz tv deki programım
Frozen
Adneksiyal kitlelerin tedavisinde cerrahlara yardımcı olan en önemli
tetkikdir. Adneksiyal kitlelerin değerlendirilmesinde frozen çalışmalarının yapıldığı bir metaanalizde sensitivitesinin %6597, spesifitesinin de %97100 arasında olduğu gösterilmiştir. Ancak, her klinik kendi frozen sonuçlarını devamlı kontrol etmeli ve gerekli düzeltmeleri yapmalıdır.
Laparoskopik ameliyatlarda overlerin korunması çok önemlidir ve bu tür ameliyatların başarısı kistin çıkartılması kdar geride kalan over rezervininde iyi korunması ile yakından ilişkilidir.
Laparoskopik myomektomi, laparoskopik kistektomi, laparoskopik dermoid kist ameliyatı, laparoskopik endometriozis ameliyatları ve laparoskopik histerektomi ve her tür laparoskopik kist ameliyatı Prof Dr Polat Dursun tarafından yıllardır Ankara’da başarılı olarak uygulanmaktadır ve Prof Dr Polat Dursun son 5 yıl içinde bine yakın hastayı laparoskopik olarak başarılı bir şekilde ameliyat etmiştir.
Endometrioma endometriozis kistlerinin tedavisi Prof Dr Polat Dursun tarafından Laparoskopik olarak başarı ile tedavi edilmektedir.
KAYNAKLAR
Aboulgar MA, Mansour RT, Serour GI. Ultrasonographically guided transvaginal aspiration of tuboovarian abscesses and pyosalphinges: an optional treatment for acute pelvic inflammatory disease. Am J Obstet Gynecol 1995;172:15011503.
Berek S.J. Novak’s Gynecology. 13. Edition. Lippincott Williams & Wilkins 2002 Philadelphia
Berek J, Bast RC Jr: Ovarian cancer screening:The use of serial
complementary tumor markers to improve sensitivity and specificity for early detection. Cancer 1995;76(Suppl 10):20922096.
Breen JL, Maxson WS. Ovarian tumors in children and adolescents. Clin Obstet Gynecol 1977;20:607623.
Bourne TH, Campbell S, Reynolds KM, et al: Screening for early familial ovarian cancer with transvaginal ultrasonography and colour flow imaging.BMJ 1993;306:10251029.
Cannis M, Rabischong B, Botschorishvilli R. Risk of spreading ovarian cancer after laparoscopic
surgery. Curr Opinion Obstet Gynecol 2001;13:914.
Caruso A, Caforio L, Testa A, et al: Transvaginal color Doppler ultrasonography in the presurgical characterization of adnexal masses.Gynecol Oncol 1996;63:184191.
Childers JM, Nasseri A, Surwit EA: Laparoscopic management of suspicious adnexal masses. Am J Obstet Gynecol 1996;175:14511457.
Deligeoroglou, E., M. Eleftheriades, V. Shiadoes, D. Botsis, D. Hasiakos, A. Kontoravdis and G. Creatsas. Ovarian masses during adolescence:
clinical, ultrasonographic and pathologic findings, serum tumor markers and endocrinological profile. Gynecol Endocrinol, 2004. 19(1): p. 18.
DePriest PD, van Nagel Jr, Gallion HH, et al: Ovarian cancer screening in asymptomatic postmenopausal women. Gynecol Oncol 1993;51:205209.
Gargano, G., M. Correale, I. Abbate, G. Falco, N. De Frenza, V. Lorusso, M. De Lena, et al. The role of tumour markers in ovarian cancer. Clin Exp Obstet Gynecol, 1990. 17(1): p. 239.
Gadducci A, Ferdeghini
M, Prontera C, et al: The concomitant determination of different tumor markers in patients with epithelial ovarian cancer and benign ovarian masses: Relevance for differential diagnosis. Gynecol Oncol 1992;44:147154.
Geomini P, Bremer G., Kruitwagen R., W.J.Mol B. Diagnostic accuracy of frozen section diagnosis of the adnexal mass: A metaanalysis. Gynecol Oncol 2005. 96 : p.19
Goldstein SR: Postmenopausal adnexal cysts: How clinical management has evolved. Am J Obstet Gynecol 1996;175:14981501.
Hassan, E., G. Creatsas, E. Deligeorolgou and S. Michalas. Ovarian tumors during childhood and adolescence. A clinicopathological study. Eur J Gynaecol Oncol, 1999. 20(2): p. 1246.
Jacobs I, Bast RC Jr: The CA 125 tumorassociated antigen: A review of the literature. Hum Reprod 1989;4:112.
Karlan BY, Platt LD: The current status of ultrasound and color Doppler imaging in screening for ovarian cancer. Gynecol Oncol 1994;55:S28S33.
Kozlowski K.J. Ovarian masses. Adolesc Med 1990;10:337350.
Lee EJ, Kwon JC, Joo HJ. Diagnosis of ovarian torsion with color Doppler sonography: depiction of twisted vascular pedicle. J Ultrasound Med 1998;17:8389.
MacKenna, A., C. Fabres, V. Alam and V. Morales. Clinical management of functional ovarian cysts: a prospective and randomized study. Hum Reprod, 2000. 15(12): p. 25679.
Mais V, Ajossa S, Piras B. Treatment of nonendometriotic benign adnexal cysts: a randomized comparison of laparoscopy and laparatomy. Obstet Gynecol 1995;
86:770774.
Nagel TC, Sebastian J, Malo JW. Oopheropexy to prevent sequential or recurrent torsion. J Am Assoc Gynecol Laparosc 1997;4:495498.
Norris, H.J. and R.D. Jensen. Relative frequency of ovarian neoplasms in children and adolescents. Cancer, 1972. 30(3): p. 7139.
Pena JE, Ufberg D, Cooney N. Usefulness of Doppler sonography in the diagnosis of ovarian torsion. Fert Steril 2000;73:10471050.
Pezovic T., Farr N. Laparoscopic management of adnexal masses. The opportunities and
risks. Annals Newyork Academy of Sciences.p 255269.
Esin S., Doğan Utku N., Bozdag G, Çelik H., Ayhan A. Türkiye Klinikleri Dergisi. Adelösanlarda Over Tümörleri. 2006; 2 (1): 8088.
Shalev E, Bustan M, Yarom I. Recovery of ovarian function after laparoscopic detorsion. Human Reprod 1996;10:29652966.
Steinkampf MP, Hammond KR, Blackwell RE. Hormonal treatment of functional ovarian cysts: a randomized, prospective study. Fert Steril 1990;54:775777.
Timmerman D., The use of
mathematical models to evaluate pelvic masses; can they beat an expert operator?. Best Prac & Res Clin Obstet Gynecol, 2004. 18 (1). p.91104.
Troche V., Hernandez E. Neoplasia arising in dysgenetic gonads. Obstet Gynecol Surv 1986; 41:7479.
Weiner Z, Thaler I, Beck D, et al: Differentiating malignant from benign ovarian tumors with transvaginal color flow imaging. Obstet Gynecol 1992;79:159162.
Valentin L. Use of morpohology to characterize and manage common adnexal masses. Best
Prac & Res Clin Obstet Gynecol, 2004. 18 (1). p.7189.
Zurawski V, Sjovall K, Schoenfeld D, et al: Prospective evaluation of serum CA125 levels in a normal population, Phase I: The specificities of single and serial determinations in testing for ovarian cancer. Gynecol Oncol 1990;36:299305.
Tablo 1.—Değişik yaş gruplarında sıklık derecesine göre pelvik kitleler
İnfant Prepubertal Adelösan Üreme çağı Perimenopozal Postmenopozal | Fonksiyonel kist Fonksiyonel kist Fonksiyonel kist Fonksiyonel kist Myoma EOT | GHT* GHT Gebelik Gebelik EOT Fonksiyonel kist | GHT Myoma Fonksiyonel Kist Barsak tumörü | Hematometra EOT Metastaz | EOT** |
Tablo 2.—Benign ve malign ovarian tümörlerde pelvik muayene bulguları
Klinik Bulgu Benign Malign
Unilateral +++ +
Bilateral + +++
Kistik +++ +
Solid + +++
Mobil +++ ++
Fikse + +++
Irregüler + +++
Düz +++ +
Asit + +++
Cul-de-sac’da nodüller – +++
Hızlı büyüme – +++
Tablo 3.—Transvajinal USG ile overin morfolojik değerlendirilmesi
Kriterler Ovarian volüm (cm3) Kist duvarının Yap›s› (mm) Internal septalar | 0 0 < 3 mm Septa yok | 1 10-50 >3 mm Önce < 3mm | 2 >50-200 Papiller Uzanımlar <3mm Kalın 3 mm-1cm | 3 >200-500 Papiller Uzan›mlar 3mm Solid alanlar > 1cm | 4 >500 Solid Solid |