- TÜRKÜLER (A-Z)
- ÖZEL LİSTELER
- FAVORİLERİM
- ÜYELİK
- GİRİŞ
- KAYIT OL
- PAROLAYI UNUTTUM
16 Mart 2017
BİR AY DOĞAR
Bir ay doğar ilk akşamdan geceden Şavkı tutmuş pencereden bacadan Dağlar kışımış Yolcum üşümüş Perişanım […]
Beğendiniz mi?
Daha fazla...
Malatya/Arguvan-Hasan Durak-İhsan Öztürk Bir Ay Doğar İlk Akşamdan Geceden Dağlar Gışımış Yolcum Üşümüş Nasıl Edem Ben
(Nedem Nedem Geceden)
Şavkı Vurmuş Pencereden Bacadan
(Dağlar Gışımış Yolcum Üşümüş)
Uykusuz Mu Kaldın Dünkü Geceden
(Nedem Nedem Geceden)
Uyan Uyan Yar Sinene Sar Beni
Dağlar Haramı Açma Yaramı Perişanım Ben
Yüce Dağ Başından Aşırdın Beni
(Nedem
Nedem Yar Beni)
Tükenmez Derdlere Düşürdün Beni
(Dağlar Gışımış Yolcum Üşümüş)
Madem Soysuz Bende Göynün Yoğudu
(Nedem Nedem Yoğudu)
Niye Doğru Yoldan Şaşırdın Beni
Dağlar Gışımış Yolcum Üşümüş Nasıl Edem Ben
Dağlar Haramı Açma Yaramı Perişanım Ben
Aşağıdan Gelir Eli Boş Değil
(Nedem Nedem Boş Değil)
Söylerim Söylemez Gönlüm Hoş Değil
(Dağlar Gışımış Yolcum Üşümüş)
Bir Güzeli Bir Çirkine
Vermişler
(Nedem Nedem Vermişler)
Baş Yastığı Kendisine Eş Değil
Dağlar Gışımış Yolcum Üşümüş Nasıl Edem Ben
Dağlar Haramı Açma Yaramı Perişanım Ben
Yayınlandı: 24 Nisan 2013 / Müzik
Etiketler:Al-Waqi, Allah, ay,
özkan, bir, Brian Lee, cengiz, Christian,
Christianity, doğar, God, Government, Middle East
Osmanlının son dönemlerinde, bitmez ve tükenmez savaşların ve cephelerin yaşandığı devirler.. Halil Hocaların genç ve güçlü oğlu, Muttalip Hoca Kızı Ayşe ile evlendirilmiş ve iki kızları olmuştur. Yeniden başlayan ve yenilgilerle sonuçlanan savaşların birine asker temin etmek amacıyla seferberlik ilan edilmiş ve bu kapsamda Ayşe gelinin kocasına da celp gelmiştir.
Bildik törenler ve helalaşma ile cephelere sevk edilen yağız Anadolu delikanlılarından çoğunun geri dönmeyeceği bilinmektedir. Bu ihtimale rağmen “ Allah’tan umut kesilmez “ deyişi gereği herkes sevdiği kocası, oğlu, kardeşi ve arkadaşının bir gün çıkıp gelmesini umutla
beklerdi.
Ayşe gelin de eşinin geri döneceği günü yıllarca beklemiştir. Bir gece gördüğü kötü bir rüya sonrasında, eşinin geri dönmeyeceğine karar vermiş ve yüreğindeki acısını dindirmeye çalışmaktadır. Bir bahar gecesi, küçük kızları uyurken, kendisini uyku tutmamış ve pencere dediğimiz küçük zavrak boşluğundan odanın içine sızan ay ışığına doğru yönelmiştir. Zavrak duvarına dayanarak, başını dışarı doğru uzatıp, görebildiği ay ve ışığı ile aydınlattığı Guzyaka – Kızıltaş istikametini
seyrederken, dudaklarından bu satırlar dökülmüştür.
Ağıt, ay ışığı ile bir dertleşme ve çekilen acılar içinde Allah’a yalvarışı, kadere de gizli bir isyanı işlemektedir. Aynı zamanda, bir endişe de dile getirilmiştir. Ordular, yürüttüğü savaşlarda zafer kazanırsa, devletin yine başlarında olacağı, fakat, düşmanların kazanması halinde, devlet dağılacak, kuzgunların ortalıkta duran bir leşe topluca saldırdıkları gibi, düşmanların vatanımıza ve köyümüze çullanacakları endişesi
sezilmektedir.
Zaman geçmiş, Ağıtcımızın tahmin ettiği gibi genç eşi cepheden dönmemiştir. Bu satırları, yataklarında uyumuş gibi gizlenen kızları duymuş olup, uzun yıllar sonra, onlarda kendi çocuklarına anlatmışlardır.
... konulu sunumlar: "Bir Ay Doğar İlk Akşamdan Geceden Türküsünün Hikayesi"— Sunum transkripti:
1 Bir Ay Doğar İlk Akşamdan Geceden Türküsünün Hikayesi
2 Mayil ve Gülizar’ın kavuşamadığı ay ışındaki gecelerin acı verdiği bir hikayeden
çıkmıştır bu türkü. Birbirini seven Mayil ve Gülizar evlenmek ister fakat aileleri bu evliliğe onay vermez. Mayil, Gülizar’ı kaçırır ve evlenirler. Bunun üzerine Gülizar’ın ailesi Gülizar’ı hayatlarından silerler.
3 Gülizar ve Mayil birlikte mutludurlar ama ah o Mayil’in vazgeçemediği av merakı, delikanlılıktan
beridir devam etmektedir. Belli aralıklarla toplanırlar ve arkadaşlarıyla Korkut dağına giderler. Dağa çıkınca herkes dağılır, kararlaştırdıkları saatte yeniden aynı yerde toplanırlar. Yine o günlerden biridir. Mayil’i almak için kapıya dayanırlar ve hep beraber yola düşerler. Bilmezler ki o yollarda Mayil’in soğuk bedenini arayacaklarını.
4
5 Mayil biraz rahatsız dermanı olmadığını söyler
Mayil biraz rahatsız dermanı olmadığını söyler. Arkadaşları geri dönmesini isterler ama Mayil dönmez. Dağa çıkınca ayrılırlar ve anlaştıkları saatte toplanırlar herkes
gelir ancak Mayil yoktur. Üstünde fazla durmazlar hasta olduğunu söylediği için eve gittiğini düşünürler. Tekrar yola düşerler köye giderler fakat arkadaşlarından birinin içi rahat etmez . Mayil’in evine gider ve kapıyı çalar. Mayil’in gelip gelmediğini sorar. Gülizar ise “sizle gitti daha dönmedi” der. Diğer arkadaşlarına haber verip aramaya koyulurlar. Geceyi ay ışığı aydınlatıyordur. Tepelerde yükselen ay adeta Mayil bulunsun diye eşsiz bir parlaklıktadır. Bir müddet aradıktan
sonra bir kayanın dibinde bulurlar. Koşarlar yanına, bağırırlar. Mayil! Mayil! Mayil’de kan yoktur, can yoktur, Mayil artık Mayil değildir. Çıkmıştır ruhu bedeninden soğuktur artık Mayil, açmaz gözlerini, sesi sedası yoktur. Duymaz olmuştur haykırışları ..
6 Bunu Gülizar’a demek oldukça zordur nasıl
diyeceklerdi artık Mayil’in yok, öldü nasıl dayanacak yüreği bu acıya Mayili bu kadar severken. Gülizar’ın yanına gidip bulduklarını söylerler. Gülizar’ı alıp çıkarlar dağ yoluna varır varmaz kaya dibine Gülizar bakar ki Mayil kayanın dibinde uyuyor! Sakin sakin sanki dünki geceden uykusuz kalmıştır, sanki çok yorulmuştur. “Mayil’im kalk”der. Mayilden ses yoktur. Mayil’de artık can da yoktur. Mayil ölmüştür! Dünyadaki vaktini doldurup ebediyete göçmüştür. Gülizar’ın
artık bacakları tutmaz olur ve yere çömelir. Yaslamış başını Mayil’in omzuna, başlamış ağıt yakmaya. Gözyaşları yağmur misali ıslatıyordu yeri sanki ay ışığında yankılanıyordu ağıtları, göğe varıyordu haykırışları “Uyan bey!
7 Mayil’im uykusuz mu kaldın dünkü geceden uyan uyan Mayil’im sar sinene sar beni, Mayil’im
perişan koyma beni!” diyordu. Ağıtlar göğün karalığını kaplamıştı ayın ışığı Gülizar’ın göğünü ve gecesini aydınlatmıyordu. “Tükenmez dertlere beni düşürdün” diyerek siliyordu yağmur olan gözyaşlarını nasıl edem sensiz diyerek Mayil’in omzuna sokulup bırakıyordu gözyaşlarını ..
8 Yabancı yerde tek başına olan Gülizar ailesinin yanına da gidemez olmuştu Mayil’inin av
merakına kızardı . Oturur sedirin üstüne aralar pencereyi ay ışığı içeriye vurur başlar hesaplaşması Gülizar’ın pencere önünde… Ay yüzüne vurur, dünyanın acısı yüreğine diline de türkü düşmüştür. Gülizar türküdür artık. Destandır Gülizar’ın sevdası “Madem beni böyle bırakıp gidecektin de soysuz, neden doğru yoldan şaşırttın beni, neden alıp geldin buralara?” Diye söylenir Mayil’e. Bir sitem ancak bu kadar içten, can yakan ve perişan edici olabilir. Bir sitem ancak sevgi ve aşk kokulu
olabilirdi . Bir kızgınlık, ancak bu kadar yürek talan edebilirdi . Sönmez yüreğindeki ateş Gülizar’ın ve süregelir bu ağıtlar yıllar boyu. Gülizar’ın ve Mayil’in hikayesi böylece ortaya çıkmış olur.
9 BENİ DİNLEDİĞİNİZ
İÇİN TEŞEKKÜRLER